Tarım sektöründeki canlanmanın hızlanarak sürmesi ve hem kamu hem de iç tüketim harcamalarının artması büyümeyi destekledi.
Son 1,5 yılın en hızlı büyümesi
Temmuz - Eylül döneminde Gayri Safi Milli Hasıladaki (GSYH) yüzde 4'lük büyüme oranı, 2014'ün ilk çeyreğindeki yüzde 5,1'lik büyümeden bu yana yakalanan en hızlı büyüme oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı 3. çeyrek büyümesiyle birlikte 2015 yılındaki 9 aylık büyüme oranı da yüzde 3,4'e yükselmiş oldu.
Hükümetin hazırladığı Orta Vadeli Program'da 2015 yılı için yüzde 3 büyüme hedefleniyor. Hedefin tutturulabilmesi için 4. çeyrekte yüzde 1,7'lik büyüme yakalanması yeterli olacak.
Büyüme verisinin öncüsü olarak kabul edilen ve Merkez Bankası'nın açıkladığı imalat sanayinde kapasite kullanımı oranları, büyüme hedefinin aşılabileceğini gösteriyor.
Kapasite kullanımı, Ekim ve Kasım aylarında yüzde 75 civarında seyretmişti.
__________________________________________________________________
Analiz: Fatih Keresteci, HSBC Türkiye Hazine Grup Başkanı
"Üçüncü çeyrek büyümesi tahminlerin üzerinde geldi. Dahası, siyasi belirsizlikler nedeniyle ekonomik faaliyetlerin ivme kaybettiğine inanılan bir dönemde, önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 oranında bir büyüme elde edildi.
Dünyada büyümenin mumla arandığı bir ortamda bu rakamları hiç şüphesiz olumlu karşılamak lazım. Ancak, kompozisyonu için bu derece iyi konuşmak doğru olmaz. Öncelikle, yüzde 4,0'lük büyümenin 1 tam puanı stok artışından kaynaklanmış, yani üretip de satılamayan ürünlerden.
Stok birikimi önümüzdeki dönemde üretim üzerinde baskı oluşturabilir. İkincisi, geriye kalan 3 puanın tamamı tüketim tarafından gelmiş, 2,2 puan özel, 0,8 puan kamudan. Yatırım tarafı ise yeniden daralmaya geçmiş.
Türkiye'nin orta-uzun vadede istikrarlı bir büyüme ortamı yakalayabilmesi için tüketim-yatırım dengesini yakalayabilmesi lazım.
Aksi takdirde, şu an ağırlıklı olarak emtia fiyatlarındaki çöküşten dolayı düzelme eğiliminde olan cari işlemler dengesi yeniden bozulabilir."
___________________________________________________________________
Hem iç talepten, hem kamudan destek
Büyümenin itici güçlerine bakıldığındaysa iç talepteki ılımlı büyümenin yanında yılın genelinde güçlü seyreden kamu harcamalarının etkisi görülüyor.
Temmuz-Eylül döneminde Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısında yüzde 12'ye yakın değer kaybetmesine karşın iç talepte büyüme yüzde 3,4 oldu.
Yılın ilk ve ikinci çeyreğine kıyasla iç talep büyümesi daha ılımlı olsa da, büyümeye pozitif katkı sağlamaya devam etti.
Kamu harcamaları ise ikinci çeyrekte olduğu gibi yüzde 7'nin üzerinde büyüme yakalayarak büyümeye destek verdi.
Sektörel büyümede öncü tarım
Sektörler bazında büyümeye bakıldığındaysa tarım sektörünün yüzde 11,1'le en büyük sürprizi gerçekleştirdiği görülüyor.
Bu büyümeyle birlikte, GSYH içindeki payını 2. çeyreğe göre neredeyse ikiye katlayan tarım sektörünün pay oranı çeyrek bazında yüzde 7,4'ten yüzde 15,1'e yükseldi.
Sanayi sektöründe büyüme yüzde 4'lük genel büyümenin altında kalarak yüzde 1,5 olurken, ekonominin yarısından fazlasını oluşturan hizmet sektöründe yakalanan yüzde 5'lik büyüme itici güçler arasında yer aldı.
İthalat ve ihracatta daralarak dengelenme
Türkiye'nin büyümesine yapısal dış ticaret açığı nedeniyle negatif katkı yapan ithalat ve ihracatta ise 3. çeyrekte daralma yaşandı.
İhracat yüzde 0,6 daralsa da ithalatın yüzde 1 gerilemesi, mal ticareti dengesi üzerinden büyümeye negatif etki gelmesini önledi.
3. çeyrekte TL'de yaşanan değer kaybının ithalatı kısıtlayıcı etki yaptığı düşünülüyor.
Kaynak: BBC Türkçe