ANKARA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "İşgalci siyonistlerin Gazze'de fütursuzca işlediği cinayetler ve uyguladıkları soykırım karşısındaki sessizlik, aslında insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır." dedi.

Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı'nda düzenlenen 44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nın sonuç bildirgesini açıkladı.

Dünyanın siyasi, hukuki, içtimai ve ahlaki açıdan derin krizlerin yaşandığı kaotik bir süreçten geçtiğini söyleyen Erbaş, sadece belli bir kesimin çıkarları üzerine inşa edilen küresel sömürü düzeninin devam ettirilebilmesi adına bütün insani değerlerin ayaklar altına alındığını belirtti.

Hatay'da kamyonla çarpışan çekicideki 2 kişi yaralandı Hatay'da kamyonla çarpışan çekicideki 2 kişi yaralandı

Tüm dünyanın gözleri önünde tarihte eşine ender rastlanan vahşetlere, katliamlara, soykırımlara şahit olunduğunun altını çizen Erbaş, "İşgalci siyonistlerin Gazze'de fütursuzca işlediği cinayetler ve uyguladıkları soykırım karşısındaki sessizlik, aslında insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır. Bu durum, yeryüzünde adalet ve merhametin egemenliği için çalışanların yüklendiği sorumluluğun önemini ve ağırlığını gözler önüne sermektedir." diye konuştu.

- "İslam'ın hayat tasavvuru bütün insanlık için kurtuluş reçetesi olacaktır"

Erbaş, bugün bütün dünyayı kuşatan savaş, işgal, açlık, yoksulluk, göç gibi sorunların insanlığı umutsuzluğa sürüklediğini ifade ederek, "Böyle bir vasatta çağın sorunlarına İslam düşüncesinden çözümler üreterek insanlığı İslam'ın bilgi, varlık ve hayat anlayışıyla buluşturacak çalışmalara hız verilmesi zaruret haline gelmiştir. İslam'ın adalet, merhamet, barış ve itidal değerleri zemininde inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvuru, bütün insanlık için kurtuluş reçetesi olacaktır." dedi.

Dünyanın hızlı bir değişim sürecinden geçtiği şu günlerde Müslümanların inisiyatif almasının İslam toplumlarının ve tüm insanlığın geleceği adına hayati önem arz ettiğini vurgulayan Erbaş, Müslümanların öncelikle fitne ve tefrikaya sebep olacak anlamsız tartışmaları terk ederek cesaret ve öz güvenle imkanlarını seferber etmesinin ötelenemez bir sorumluluk olduğuna dikkati çekti.

Kur'an kurslarının çocuklara milli ve manevi değerleri aşılayan, bir arada yaşama bilincinin oluşmasına katkı sunan önemli merkezler olduğunu dile getiren Erbaş, "Bu bağlamda milletimizin büyük bir teveccüh gösterdiği 4-6 yaş grubu Kur'an kurslarımızda verilen eğitimin kalıcılığını sağlamak amacıyla geliştirilen 7-10 yaş grubu Kur'an kurslarımızın da milletimiz tarafından sahiplenilmiş olması memnuniyet vericidir." ifadesini kullandı.

Erbaş, Başkanlığın, hafızların hem nitelikli bir akademik eğitim alabilecekleri hem de hafızlıklarını koruyup mesleki yeterliliklerini geliştirebilecekleri Kur'an eğitim merkezlerini hayata geçirdiğini anımsatarak, "İlk defa bu yıl faaliyete başlayan söz konusu Kur'an eğitim merkezlerinin nitelik ve nicelik bakımından geliştirilerek yaygınlaştırılması bu alandaki büyük bir boşluğu dolduracaktır." diye konuştu.

- "Dijital mecralarda din istismarcılarına fırsat verilmemelidir"

Erbaş, bilgiye erişimin son derece kolaylaştığı bu dönemde insanların doğru bilgiye ulaşabilmesi için İslam'ın hakikatlerinin ve evrensel mesajının daha görünür ve erişilebilir hale getirilmesinin elzem olduğunu vurgulayarak, "Dijital mecralardaki irşat faaliyetleri, daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli, din istismarcılarına ve din adına her türlü cehaleti ve tutarsızlığı ortaya koyanlara fırsat verilmemelidir." değerlendirmesinde bulundu.

Toplumu dini konularda aydınlatırken sahih bilginin, doğru bir usul ve güzel bir üslup kullanılmasının son derece önemli olduğunu belirten Erbaş, şöyle devam etti:

"İtidalden uzak, nezaket ve zarafetten yoksun bir üslupla din anlatmanın İslam'ın bilgi ve ahlak değerleriyle, Müslümanlığın vakar ve izzetiyle bağdaşmadığı açıktır. Sırf daha çok izlensin düşüncesiyle aykırı söylemlerde bulunmak, sıra dışı tavır ve davranışlar sergilemek, toplumun din algısında büyük yaralar açmakta, aynı zamanda dini kurum ve değerlerin yıpratılmasına sebebiyet vererek sapkın anlayış ve akımların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla bu tür tutum ve davranışlardan azami derecede kaçınılması, din hakkında konuşan herkesin bu hassasiyetleri gözetmesi ihmal edilmez bir sorumluluktur."

- "Türkistan'dan Afrika'ya dindaş ve soydaşlarımıza hizmet götürüyoruz"

Türkiye'nin küresel düzeyde güçlü inisiyatifler aldığı bir vasatta Müslüman ülke ve toplumların Diyanet İşleri Başkanlığından beklentilerinin arttığını söyleyen Erbaş, "Başkanlığımız, Türkistan'dan Afrika'ya kadar dünyanın her yerindeki dindaş ve soydaşlarımıza cami ve kültür merkezleri inşasından kurumsal rehberliğe, eğitim faaliyetlerinden dini yayınlara kadar pek çok alanda hizmet götürmektedir. Başkanlığımız, bugün 55 dil ve lehçede yapmış olduğu yayıncılık faaliyetlerini her geçen gün güçlendirmenin ve çağın tüm iletişim kanallarını en etkin şekilde kullanarak İslam'ın hakikatlerini insanlığın idrakine sunmanın azim ve gayreti içindedir." dedi.

Erbaş, internet ve sosyal mecralar vasıtasıyla iletişim ve etkileşimin küresel ölçekte yaşandığı bir çağda gençleri kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan koruyabilmenin özel bir gayret gerektirdiğini dile getirerek, "Bu süreçte gençlerimizi, çocuklarımızı doğru olana yönlendirmek ve onların istikballerini ipotek altına alan bağımlılıklara karşı topyekun mücadele etmek, milletimize, insanlığa ve gelecek nesillere karşı önemli bir sorumluluktur. Başkanlığımız, gençlerimizi korumak ve geleceğimizi teminat altına almak için başta cami merkezli rehberlik faaliyetleri olmak üzere tüm imkan ve araçları kullanarak her türlü madde ve davranış bağımlılığına yönelik farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarına büyük bir gayret ve titizlikle devam etmektedir." diye konuştu.

Kaynak: aa