Ekonomistler, Türkiye için kredi derecelendirme kuruluşları arasında bu yıl ilk gözden geçirmeyi cuma günü yapacak olan Fitch'ten kredi notunda ve görünümünde herhangi bir değişiklik beklemiyor.

 

 

2012 yılı kasım ayında Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkaran Fitch, bu yıl ilk gözden geçirmesini 20 Mart Cuma günü yapacak. En son değerlendirmesini geçen yıl ekim ayında yapan kuruluş, Türkiye'nin "BBB-" olan yatırım yapılabilir kredi notununda değişikliğe gitmemiş ve "durağan" olan görünümünü korumuştu.

 

 

AA muhabirine Fitch'in gelecek hafta yapacağı gözden geçirme öncesi değerlendirmede bulunan ekonomistler, kuruluştan yatırım yapılabilir olan kredi notunda ve görünümünde herhangi bir değişiklik beklemediklerini ifade ediyor.

 

 

Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi Fitch'in Türkiye hakkındaki son değerlendirmesini Ekim 2014'te yaptığını ve "BBB-" olan notu "istikrarlı" görünümle koruduğunu anımsatarak, "Ayrıca, daha güncel olarak bu yıl 13 Şubat'ta Fitch'in Türkiye analisti Paul Rawkins tarafından yapılan açıklamada, Türkiye'nin yeniden dengelenme sürecini hala devam ettiriyor olmasının sermaye hareketlerinde ani yön değişimlerine karşı kırılganlığı azaltıcı etkide bulunduğu belirtilmişti. Ancak 2015 yılı içinde Fed'in faiz artırım süreciyle beraber bu dayanıklılığın tekrar test edilmesinin beklendiği de vurgulanmıştı" dedi.

 

 

Her ne kadar ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 18 Mart'taki toplantısında "sabırlı" kelimesini kaldırarak faiz artırım sürecine başlangıç için sinyal verme riski güçlü görünse de henüz Türkiye ekonomisi için dayanıklılık değerlendirmesinde bulunmak için erken olduğunu belirten Bürümcekçi, Bu nedenle, Fitch'in not ve görünümde bir değişikliğe gitmesini beklemediklerini dile getirdi.

 

 

"Cari açık/GSYH oranında hızlı bir gerileme beklenmesi kredi notu üzerindeki aşağı yönlü riski azaltmış durumda"

 

Odeabank Stratejik Planlama Direktörü Ali Kırali ise son dönemde TL varlıklar üzerinde satış baskısının artması ve küresel çapta doların güçlendiği bir döneme girilmesinin gözleri Fitch ile başlayacak olan kredi derecelendirme kuruluşlarının periyodik gözden geçirmelerine çevirdiğini söyledi.

 

Fitch'in bir önceki gözden geçirmesinde ön plana çıkardığı risklerden olan cari açık cephesinde işlerin yolunda gittiğine dikkati çeken Kırali, Türkiye'nin düşen enerji fiyatları ve yavaşlayan iç talebe bağlı olarak yıl sonuna kadar cari açığın GSYH'ya oranının yüzde 4'e kadar hızlı bir gerileme beklenmesinin kredi notu üzerindeki aşağı yönlü riski azaltmış durumda olduğunu kaydetti.

 

 

Kırali, şunları ifade etti:

 

"Ayrıca, dış finansman ihtiyacına stok açıdan bakarak son gözden geçirme ile kıyaslayacak olursak özel sektörün ve özellikle reel sektör firmalarının yurt dışı borçlarının 2014'ün ikinci çeyreğinden bu yana dolar bazında stabilize olması ve hatta hafif düşmesi de Fitch'in önemli risk unsurlarından birisi olarak gördüğü özel sektör yurt dışı borç stoku riskinde bir önceki gözden geçirme dönemine kıyasla negatif veya pozitif bir gelişme olmadığını gösteriyor.

 

Bu kapsamda, Fitch'in dikkati çektiği riskler genel olarak daha önceki dönemlerle karşılaştırıldığında dengeli işaretler verirken, yeni dönemde özellikle enerji fiyatlarının uzun süre düşük seviyelerde kalacağı ve enflasyonda aşağı yönlü patikanın halen geçerli olması da 'BBB- / durağan' not görünümümüzü destekleyici unsurlar olarak öne çıkacaktır. Bu çerçevede Fitch'ten 20 Mart'ta herhangi bir not ve görünüm değişikliği kararı gelmeyeceğini düşünüyoruz."

 

 

"Fitch'in pozitif açıklamalarla not ve görünümü sabit tutmasını bekliyoruz"

Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz da Fitch’in gelecek hafta pozitif açıklamalarla not ve görünümü sabit tutmasını beklediklerini ifade etti.

 

 

Beş konunun öne plana çıkabileceğini düşündüğünü aktaran Yılmaz, "Kamu maliyesi, kurumsallaşma, cari açık ve enflasyonun pozitif; özel sektörün yüksek döviz borcu ve büyüme risk olarak görülebilir" dedi.

 

Türkiye’nin en güçlü yanının maliye politikaları olduğunu sık sık yinelemekte olduklarını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:

 

 

"Faizlerin aşağı yönlü hareketinin en önemli kaynağı olarak basiretli borçlanmayı ve bu seneden başlayarak düşen devlet tahvil ihracıyla piyasadaki borç senetlerinin daha kıymetli hale gelecek olması diye değerlendiriyoruz. Böylece borçlanma maliyeti düştükçe ve harcamalarda da gerekli disiplin sağlandıkça Türkiye’nin borçlarını ödeyebilme kapasitesi / borç sadakati korunacak ve kamu maliyesi ülke kredi notunun en önemli güvencesi olmayı sürdürecektir.

 

 

Türkiye’nin 2000'li yıllardaki en önemli kazanımının kurallara bağlı devlet kurumları olduğu görüşündeyiz. Liberal ekonominin ideal şartlarda işleyebilmesi için kurumların ilkelere bağlı çalışabilmesi gerekiyor. Elbette görüş ayrılıkları ve konulara çeşitli açılardan yaklaşımlar olsa da ilkelere bağlı kalındıkça ekonomik gelişimin sürmesi beklenebilir. Biz Türkiye’nin kurumsallaşma adına kazanımlarını geri vermeyeceğini savunmaktayız. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki son görüşmede de Merkez Bankası işleyişinin uluslararası standartlarda sürdüğünü gözlemledik. Kurumsallaşma ile ilgili risk ve fırsatlar Türkiye’nin kredi notunda yer almakla birlikte buradaki gelişmelere olumlu atıfta bulunulacağı görüşündeyiz."

 

Türkiye’de bu sene dezenflasyon sürecinde olduğunu belirten Yılmaz, dış dengede ise cari açık/GSYİH oranının bu sene yüzde 5’in de altına iyileşmesi beklendiğini söyledi.

 

Yılmaz, bunları yalnızca petrol ya da hammadde fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanmadığını ifade etti.

 

Merkez Bankası’nın enflasyon görünümü ile uyumlu para politikası ve cari açığa karşı uyguladığı kredi politikası makro ihtiyati yaklaşım dahilinde Türkiye’nin makro göstergelerini desteklediğini dile getiren Yılmaz, Fitch’in de bu iyileşmeye görüşünde pozitif yer vermesini beklediklerini dile getirdi.

 

 

Yılmaz,risklere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

 

 

"Türkiye’nin dış borcu özel sektörde. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal genişleme uygulamasının gelişmekte olan ülkelerde kredi talebini artırmasıyla özel sektörün dolar cinsinden borcu yükseldi. Fed’in para politikasını normalleştirmeye başlamak üzere olduğu süreçte dolar güçlenmesi gelişmekte olan ülkelerdeki döviz yükümlülükleri etkilemekte. Brezilya, Çin, Meksika, Rusya akla gelen ilk örnekler. Bu nedenle kur dinamikleri gelişmekte olan ülkelerin özel sektörleri üzerinde ciddi bir risk oluşturmakta. Bu konuda Fitch’in kur oynaklığının artmasına bağlı risklere değinmesi beklenebilir.

 

 

Fitch’in altını çizeceği diğer konu da ekonomide gözlemlediğimiz döngüsel yavaşlama olacaktır. Potansiyel büyümeyi artırıcı yapısal reformlara duyulan ihtiyaca dikkat çekmesi mümkün olan Fitch, mevcut döngüsel yavaşlamanın da takibe düşen krediler üzerinde baskı oluşturabileceğini, ancak bankacılık sisteminin güçlü yapısıyla etkilerin sınırlı kalabileceğini belirtebilir."

 

"Fitch herhangi bir değişiklik yapmayacak"

 

IHS Global Insight Türkiye Ekonomisti Andy Birch ise, Fitch'in Türkiye'nin "BBB-" yatırım yapılabilir notunu ve "durağan" görünümünü teyit ederek, herhangi bir değişiklik yapmayacağı öngörüsünde bulundu.

 

Birch, Fitch'in ekim 2014'teki değerlendirmesinden şubat ayının ortalarına kadar olan dönemde Türkiye'nin durumunda önemli bir değişiklik olmadığını, ancak TL'nin değerinde gerileme olduğunu dile getirerek, bu durumun Fitch'in açıklamasında olumsuz bir durum teşkil edebileceğini ancak cari açıktaki gerilemenin bu olumsuz durumu dengeleyebileceğini dile getirdi.

 

 

Rabobank Gelişmekte Olan Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys de, Fitch'in Türkiye'nin notunda ve görünümünde herhangi bir değişikliğe gitmeyeceğini kaydetti.

 

 

TD Securities Gelişen Piyasalar Kıdemli StratejistiChristian Maggio ise Fitch'in değerlendirmesinde not ve görünüm açısından hiçbir değişiklik olmayacağı öngörüsünü aktardı.

 

 

İSTANBUL - ÜMİT ÇEVİK / BURHAN SANSARLIOĞLU