BAŞKAN GÜNDOĞDU'DAN AÇIK ÇAĞRI
"Yolsuzluk iddialarının üstüne gidilsin, paralel devlet de deşifre edilsin" diyen Başkan Gündoğdu, "Altını çizerek söylemek istiyorum; yolsuzluğu kim yaparsa yapsın, sonuna kadar üzerine gidilmelidir. Hukuk devletinin ilkelerinden taviz verilmeden haddi bildirilmelidir. Yetimin hakkını kim yerse yesin fark etmez. Sonuna kadar yolsuzlukların peşine gidilmesini istiyoruz. İktidarın 3 Y sloganı var. 'Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele. 3 Y formülü... Bende bir çağrıda bulunuyorum; 4. 'Y' yi yani yağcılıkla mücadeleyi hayata geçirin. Geçirin ki bugün Hakan Fidan'ı İrancı gösterenlerin, İran devletinin kendisine yakın gördüğü katil Esed'e değil, onun karşısındakilere yardım götürürken TIR'ları durduranlar bu iktidara yağ çekerek göreve gelmiş insanlardır. Öyleyse yolsuzlukla da yağcılıkla da mücadele edilmelidir. Paralel devletin sonuna kadar üstüne gidilmeli, asla geri adım atılmamalıdır. 28 Şubat darbesinin yıl dönümünde teşkilatımız Diyarbakır'da bir etkinlik düzenliyor. FEM dershanelerinin müdür ve müdür yardımcıları, bizim arkadaşlara sözlü sataşmada bulunuyorlar. Gerilim peşindeler... Asla oyuna gelmeyeceğiz ve provokatörlere dikkat edeceğiz. Dün nasıl ki bir kesime KPSS sınavından dolayı yargısız infaz yapılıp 'hırsız' ilan edildiklerinde; 'bunun üzerine gidilmelidir' derken ne kadar samimiysek şimdi de aynı şekilde samimiyiz. Masumiyet karinesine önem veriyor, kul hakkına göz dikenlere haddini bildirilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz" dedi.
HUKUKSUZ DİNLEMELERE SERT TEPKİ
Sanal Selam Örgütü kapsamında hukuksuz bir şekilde yapılan dinlemelere konuşmasında tepki gösteren Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Dinlemeler meselesinde birileri telefon açıyor, "Başkanım geçmiş olsun dinlenmişsiniz" diyor. Bir başka arkadaş arıyor, "Başkanım benin adım dinleme listelerinde yok. Ben de bir eksiklik mi var?" diye soruyor. Kimisi ise bana telefon açıyor, "Başkanım sizi aradım, beni de dinlesinler diye" tepkisini dile getiriyor. Anlaşılan beni dinlememişler. Dinleselerdi İsrail'e terörist devlet dediğimi duyarlardı. Beni dinleyeceklerine Allah'ı dinleselerdi, anne ve babanızın evine bile izinsiz girilmemesi gerektiğini bilirlerdi. Selam Örgütü ile ilintileyip dinlenilmemizden dolayı bir rahatsızlığımız yok ama bir kıbleye yönelmiş olduğumuz arkadaşlarımızın bizi dinlemesi elbette bizi üzüyor" diye konuştu.
MEMUR-SEN AKSİYONER BİR ÖZGÜRLÜK HAREKETİDİR
Başkan Gündoğdu sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bugün, Suriye'de sendikadan bahsetme imkânı yoktur. Özgürleşmeyi, demokratikleşmeyi, sivilleşmeyi, mazluma destek olmayı, zulmü ortadan kaldırmayı, insanı ve insan onurunu korumayı da görev ve sorumluluklarımız arasında görüyor, varlık nedenleri arasında kabul ediyoruz. Memur-Sen, özgürlük insana aittir, insana dairdir anlayışıyla hareket eden aksiyoner bir özgürlük hareketidir. Bu düşünceyle, darbe dönemlerinin, vesayet süreçlerinin eseri kanun ve kararlarla uygulamaya konulan bütün yasakların kaldırılması mücadelesi verdik, vermeye devam ediyoruz. Bu mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımların sonuncusu ve bu ülkenin kadınları açısından en değerlisi, kamudaki başörtüsü yasağının kaldırılmasıdır. Bunu milletimize inanarak ve güvenerek başlattığımız "Özgürlük için On Milyon İmza" kampanyasında topladığımız 12 Milyon 300 bin imzayla başardık."
BÜYÜK TÜRKİYE İDEALİ RAHATSIZ ETTİ
"Çözüm süreci kardeşlik sürecidir" diyen Gündoğdu, "Bu ülkede çözüm sürecinin başarıya ulaşmasını görmek isteyenler Memur-Sen'e baksın, kardeş sendikalara baksın yeter. Biz de ırkları tokuşturma yoktur. 76 milyon eşit yurttaşlık istiyor. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine de "Çözüm Süreci"ne de destek olduk, destek oluyoruz. Akil İnsanlar Heyeti'nde yer almayı millet tarafından verilmiş bir görevin ifası olarak gördük. Türkiye'yi tabiri caizse karış karış gezdik. Çözüm iradesini destekleyecek girişimlerin ya öncüsü ya da paydaşı olduk. Çözüm süreci ve sonrasında açıklanan demokratikleşme paketi 30 yıllık kanın durması için yakalanan tarihi bir fırsattır. Şimdi "çözüm sürecinden kimler neden rahatsız olur?" bu soruyu sormak lazım. Kendi iç sorunlarını çözen bir Türkiye istemiyorlar. Büyük Türkiye ideali illegal yapıları rahatsız ediyor" dedi.
ŞİMDİ SAĞDUYU VAKTİ
Konuşmasında "Referandum'da hayır diyenler, şimdi Türkiye'yi dünya'ya şikâyet ediyorlar" hatırlatmasında bulunan Başkan Gündoğdu, " 'Efendim Berkin'in eylemlerde ne işi vardı?' Bu doğru bir soru değil. Devlet bütün vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak zorundadır. Eylem yapılmaması güzeldir ama yapılıyorsa, polisin orada ceza kesme yetkisi yoktur. Kasım ayında Küçükçekmece'de bir otobüs durduruluyor. İçine Molotof kokteyl atılıyor. otobüsde 'Serap' adlı bir kızımız yakılarak öldürülüyor. Berkin Elvan'ın cenazesine bugün gazetelerinde, televizyonlarında, sosyal medyada ilgi gösterenlerin yüzde 90'nı o an ilgisiz. Serap bizim genç kızımız değil miydi? Şiddete uğrayan bir anneyi korumak için öldürülen polis bizim gencimiz değil mi? Berkin de Burak da Serap da bizim canlarımız. Acılarımız yeni acıların gerekçesi yapılmamalıdır. Şimdi Rahmet dileme ve sağduyu vaktidir. huzura ve istikrara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğu şu günlerde gösterilerin, marjinal gruplar tarafından farklı mecralara çekilmek istendiği aşikardır. Bir takım yapıların, Çözüm Süreci ile sağlanan barış ortamından rahatsız olduğu bir dönemde, yakaladığımız huzur ikliminin dağılmaması için samimi ve ortak bir gayretin içinde olmalıyız" şeklinde konuştu.
TAHLİYE KARARLARI BERAAT İLANI DEĞİL
Anayasa Mahkemesinin Başbuğ kararı ve tutukluluk süresini 5 yıla indiren düzenleme sonrası gelen tahliyeleri de değerlendiren Gündoğdu, " Gerçekleşen tahliyelerin bir kısmı yasa kaynaklı zorunluluk, büyük bir kısmı yargı organlarının gerekçeli kararı geciktirme keyfiyetinin eseridir. Tahliye kararları üzerinden kaygıya kapılması istenen hatta bu anlamda planlı bir faaliyetle karşı karşıya kaldığını düşündüğümüz milletimiz rahat olsun. Verilen tahliye kararları suçsuzluk ya da beraat ilanı değil, yargının ağır işleyişinden kaynaklanan bir durumdur. Unutmayalım ki ilk derece mahkemeleri bu kişilerin mahkûmiyetine karar vermiş ve büyük çoğunluğunun suçunu sabit görerek müebbet hapse varan cezalarla mahkûm edilmelerini sağlamıştır. Bu kişiler millet vicdanında yargılanmış ve suçlu bulunmuşlardır. Şüphesiz beraat asıldır ancak son tahliyelerle tutuklulukları sona erenler gelinen nokta itibariyle beraattan çok mahkûmiyete yakındırlar ve o mahkûmiyet kararının çok da uzak olmayan bir zamanda kesinleşmesini bekliyor ve kesinleşeceğine inanıyoruz" dedi.
7 AYDA GEREKÇELİ KARAR YAZILMAZ MI?
Konuşmasında 13. Ağır Ceza Mahkemesinin tutumunu eleştiren Başkan Gündoğdu, " Unutulmamalıdır ki 13. Ağır Ceza Mahkemesi 7 ayı aşkın bir süredir gerekçeli kararı yazmamıştır. 7 aydır gerekçeli kararı yazamayan mahkeme, Meclis'in yasama yetkisiyle özel yetkili mahkemeleri sona erdirmesi ve Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla bitmiştir, mülgadır. 7 ayda gerekçeli kararı yazamıyor Anayasa Mahkemesi'ne müracaattan bahsediyor. Bu olay dahil son süreçte yaşadığımız tüm olayların ortak bir senaryonun parçaları olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
TONBUL: " LAF DEĞİL; İCRAAT ÜRETEN BİR SENDİKAYIZ"
Yoğun katılımın sağlandığı toplantıda konuşan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul ise, " Toplu Görüşmelerde ve Toplu Sözleşme masasında onlarca kazanıma imza atmak suretiyle Sendikacılığın destanını hep birlikte yazdık. Biz laf değil; İcraat üreten bir sendikayız" dedi.
Hacı Bayram Tonbul , "1995 yılında bir avuç hizmete adanmış dava gönüllüsünün kurmuş olduğu Enerji Bir-Sen tüm özeleştirmelere, bakanlıkların birleştirilmesi veya ayrıştırılması çalışmalarına ve çalışan sayısının her yıl azalmasına rağmen büyümesini devam ettirmiş, bu tip fırtınalardan az bir yarayla gemisini selamete eriştirmiştir. Biz sendikacılığı, sınıf ve zümre için yapılacak bir uğraş olarak görmüyor, yine sendikacılığı bir ayrışma unsuru olmadığına inanıyor aksine bir hedef uğruna herkesi kardeş kabul eden bir oluşum olarak görüyoruz. Üyesi olmakla gurur duyduğumuz Memur-Sen, edebiyat ve düşünce dünyamızın 'yedi güzel insanının' en aksiyonerinden olan Mehmet Akif İnan hocamız tarafında başlatılan erdemli bir harekettir. Bu harekettin kaygısı ve kavgası, medeniyet davamızın mücadelesidir" diye konuştu.