Bankanın analisti Anezka Christovova 5 Ekim tarihli raporunda, Türk lirası tahvil pozisyonunun “piyasaya paralel getiri”, Türk lirası pozisyonunun ise “piyasa üzeri getiri” düzeyinde olduğu belirtildi.
Analizlerin Türk lirasının ucuz ve rekabetçi olduğunu belirttiği raporda, “Bu nedenle yetkililerin rekabetçilik kaygılarından ziyade enflasyonla mücadele sürecine yardımcı olmak için lira istikrarına öncelik verebileceğine inanıyoruz. Daha da önemlisi, para politikasındaki sıkılaştırmanın ardından yetkililer, döviz rezervlerinin büyümesinden ödün vermeden lirayı genel olarak istikrarlı tutmayı başardılar” değerlendirmelerinde bulundu.
TL’de piyasa üzeri getiri pozisyonu için temel argümanlarının dövizdeki daha fazla zayıflamanın şu anda enflasyon görünümü açısından yararlı olmayacağı, ucuz değerlemeler göz önüne alındığında rekabet edebilirliğin pek endişe yaratmaması gerektiği ve sağlanan sıkılaştırmanın yetkililerin döviz rezervlerini yeniden inşa ederken TL’yi sabit tutabileceklerini göstermesi olduğunu söyleyen analistler bu durumun yüzde 40’ın üzerindeki ima edilen getirilere karşı yeterli bir risk/getiri oranı sağladığını ifade etti.
Yine de son dönemde Dolar/TL'nin ara ara yükseliş eğilimi gösterdiğine dikkat çeken analistler raporlarında şunları kaydetti:
“Bizce bu durum muhtemelen TL’nin geniş gelişen piyasalardaki döviz koşullarını yansıtması ve TL’deki değer kaybının hızının eurodaki düşüşle tamamen paralel gitmesi yönündeki bir isteği yansıtıyor. Negatif bir risk ortamında, TL’nin görece güç bazında öncelikli olarak daha iyi performans göstermesi muhtemel.
Yerel tahvil getirileri keskin bir şekilde yükseldi, ancak TL cinsi tahvillerin ‘ucuz’ olması için daha fazla düzeltme olması gerektiğini düşünüyoruz.
Şu anda yüzde 26,5-28,5 olan seviyelerin adil değerini yüzde 35,7 civarında görüyoruz.”