LEFKOŞA (AA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) düzenlenen Küresel İklim Değişikliği Uluslararası Konferansı'nda Akdeniz ülkelerindeki çevre ve su sorunlarının geleceği masaya yatırıldı.
Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği (TDMMB) ve KKTC'deki Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) işbirliğinde Girne kentinde düzenlenen konferansa KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, KKTC Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, TDMMB Genel Başkanı Dr. İlyas Demirci, YDÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ve çok sayıda akademisyen katıldı.
Küresel İklim Değişikliği Uluslararası Konferansı'nın açılış konuşmalarını TDMMB Genel Başkanı Dr. Demirci ile YDÜ'den Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş yaptı.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konferansta yaptığı konuşmada, küresel ısınma ve diğer çevre sorunlarının arttığı bir dönemde, Ada'nın geleceği için yapılabilecek işbirliklerinin önünün, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) ısrar ve inatla KKTC'yi tanımamasından dolayı tıkandığını söyledi.
KKTC'deki su sorunun, sadece ana vatan Türkiye'den deniz altından gelen borularla çözüldüğünü aktaran Tatar, ülkesinin enerji sorununda aynı yöntemle ortadan kalkacağını belirtti.
Tatar, Türkiye'den KKTC'ye 10 yıldır kesintisiz içme ve tarım suyu geldiğini ifade ederek, bu durumun Kıbrıs'ın geleceği açısından bir nimet olduğunu vurguladı.
Küresel iklim değişikliklerinin olduğu bir dönemde, KKTC'deki çevre ve doğal kaynakları korumak zorunda olduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, "Artık her damla suyun değeri vardır. Doğu Akdeniz'de yeşilimiz, mavimiz, ormanlarımız, çevremiz, tarımımız gibi zenginliklerimizi küresel ısınmanın arttığı bu dünyada koruyabilmeliyiz. Dünya bu bağlamda büyük bir felakete giderken büyük çalışmalar da diğer yandan sürüyor. Biz ana vatan ve Türk dünyası ile bir bütün olup çalışmalar yapmalıyız." dedi.
Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim de konuşmasında, küresel ısınma, iklim değişikliği ve çölleşme sonucu dünyanın su kaynaklarının azaldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Dikkat ederseniz son yıllarda su baskınları, seller, fırtınalar, orman yangınları ve kuraklık gibi doğal afetlerle daha sık karşılaşıyoruz. Artık her yeni yaz mevsimi, 'tarihin en sıcağı' olarak kayıtlara geçiyor. Son zamanlarda, 'şimdiye dek görülen en şiddetli yağış, en büyük kuraklık, en yıkıcı sel' gibi rekor tanımlamalarını daha sık duyuyoruz. Bilim insanları iklim krizinin boyutlarının hesaplanabilir ve öngörülebilir olmaktan çıktığına dikkat çekmektedir. Küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu sorunlar artık sadece kutuplarda ya da okyanusun yüzlerce metre altında değil, en yakınımızda, evimizde, soframızda hissedilir hale gelmiştir."
Serim, iklim değişikliğinin enerji sektörüne olumsuz etkilerini en aza indirmenin yanı sıra sahip olunan enerji kaynaklarının bu dönemde etkin ve verimli kullanımına da ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında atılan her adımının insana ve geleceğe yapılan yatırım olduğunu kaydeden Büyükelçi Serim, hava kalitesinin artırılmasına yönelik adımlarla Kıbrıs Türk halkının daha sağlıklı nefes alma hedefini desteklediklerini sözlerine ekledi.