İSTANBUL (AA) - ÖMER FARUK YILDIZ - Mücevher sanatçısı Suzi Dilara Yücel, Cumhuriyet'in 100. yılına armağan ettiği özel tasarımlarını, "Cumhuriyetin 100. Yılında 100 Parça Ay Yıldız" koleksiyonunda bir araya getirdi.

Koleksiyonu ve eserlerin hazırlanma sürecini AA muhabirine anlatan Yücel, ay yıldız koleksiyonuna ilişkin, "Ay ve yıldız adeta sevgi ve gözyaşı gibi, coğrafyadan ve zamandan bağımsız olarak tarih boyu, tüm insanlığı kapsayan, benim de şahsen çok sevdiğim özel bir sembol. Miras geçmişimizde türlü çeşit form ve renk cümbüşüyle hayatın içine entegre olmuş halde, yoğun olarak kullanılmış. Dolayısıyla Anadolu’nun ve İstanbul'un sonsuz kültürel mirasından doğmuş oldu. Ayrıca Atatürk'ün duruşuyla çok örtüşen bir karaktere de sahip olduğunu düşünüyorum koleksiyonumun." dedi.

Düzce'de "Senden Daha Güzel" şarkısını seslendiren öğrenciler, sürprizleriyle öğretmenlerini duygulandırdı Düzce'de "Senden Daha Güzel" şarkısını seslendiren öğrenciler, sürprizleriyle öğretmenlerini duygulandırdı

Yücel, koleksiyonunu İstanbul gibi evrensel ve kapsayıcı olarak tanımladığını vurgulayarak, "Rafine zevk ve seçkilerden oluşan çok katmanlı, çok kültürlü, füzyon ruhlu bir koleksiyon bu. Koleksiyon, eserlerden birine sahip olan kişi için yeni sohbetler ve anılar yaratarak, birçok farklı gün ve stilde rahatlıkla kullanılabilen, giyilebilir sanat parçalarından oluşuyor." şeklinde konuştu.

- "Mirasımızdan gelen ilhamla tasarımlarımı yaptım"

Genel olarak kültürel mücevher çalıştığını belirten Yücel, şunları kaydetti:

"Araştırmalarımın yanı sıra yıllardır topladığım efemeralardan ilham alarak tasarladığım birçok parça var koleksiyonumda. Örneğin transparan çerçeve içindeki fes etiketi, benim evimin dekorasyonunda kullandığım, keyif aldığım bir detay ve o fes etiketindeki ay yıldız motifinden herkere uygun bir mücevher çalıştım. Osmanlı sigara kağıtlarından ilhamla kelebekler, göz bebeği kolyeler ve bunun gibi daha birçok tasarım çalıştım. Cumhuriyetin ilk yıllarına ait eski bir sabun fabrikası etiketini gösteren bir fotoğrafı incelerken çintemani gibi üç öbekli formunu gördüm ve ondan ilhamla bir madalyon kolye çalıştım. Bunun yanı sıra Avrupa pazarında Osmanlı için tasarlanıp üretilmiş ve cumhuriyetin ilk yıllarında da kullanımı devam eden ay yıldızlı tabaklar vardır, üzerinde 'Afiyet olsun efendim' yazısı yer alır ve o tabaklardan ilhamla da çalıştığım bir kolyem var. Bu tabaklar günümüzde yine koleksiyonerler için özel arzu nesnelerine dönüşmüş ve başlı başına bir araştırma konusu olabilir. Çeşitli paralardan madalyalardan ve birçok nişandan ilham alarak kendi stilimdeki nişan kolyeleri, küpeleri ve benzeri, kültürel mirasımızı işleyen birçok zamansız eseri ortaya çıkardım."

Tasarımcı Yücel, koleksiyon hazırlığının 8-9 yılı, üretim sürecinin ise 3 yılı bulduğunu kaydederek, "Niteliği baz alan biricik şeyler yapmak zaman ve özen istiyor, bütün bunlar sadece nadirlikleriyle değil, yarattığı bütün bu duygularla da net olarak sofistike lükstür, biz buna değeriz diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Motivasyonunu tutkuyla koruduğunun altını çizen Yücel, "Ben varoluş sebebimin mesuliyeti üzerine kafa yormuş, anlamış ve kabullenmiş biriyim. Genel olarak çok zorlandığım zamanlarda asalete sarılıyorum. Hayatın asaletle yaşanabileceğine inanarak çizgimi koruma gayretimi sürdürüyorum. Bir de özellikle ay yıldız koleksiyonumu çalışırken yaşadığım zor zamanlarda, 'Mustafa Kemal Paşa bu yaptığını görseydi seninle gurur duyardı, devam et' diyerek kendimi motive ettim ve beni desteklediğini hayal ettim. Bu çok işe yaradı." dedi.

- "Şefkat Nişanı koleksiyonumun kraliçesi"

Suzi Dilara Yücel, koleksiyonun en önemli parçasının Şefkat Nişanı kolyesi olduğunu söyleyerek, şu bilgileri verdi:

"Hepsi daha önce hiç yapılmamış özgün parçalardan oluşuyor ve kreatif tatminle hepsini ayrı ayrı bebeğim gibi seviyorum ama yaklaşık 150 yıl önce, dünyada ilk kez, sadece kadınları onurlandırmak için bu coğrafyada İstanbul'da, doğmuş, burada tasarlanıp üretilmiş ilk nişan olan Şefkat Nişanı kolyem benim için Ay Yıldız koleksiyonumun kraliçesi diyebilirim. Çocukluğum imparatorluk filmlerindeki valslerin armonisiyle geçti. Nişan ve madalyalardan her zaman çok hoşlandım. Bu yüzden her geçen gün daha çok yalnızlaştığımız, yapay zeka çağında biricik hayatlarımızı taçlandırmak, miras geçmişimizin muhteşem değerleriyle bugün arasında bağlam kurarak köklerimizden gelen gücü hatırlayarak zenginleşelim istedim. Ayrıca cinsiyetten bağımsız olarak hepimizin şefkat çalışması gerektiğini ve birbirimize en çok şefkat göstermemiz gerektiğini düşünüyorum, bunları hatırlatan tasarımlarla şefkat kavramına dikkat çekmek istedim."

Ay Yıldız koleksiyonunun yanı sıra devlet başkanlarına verilen önemli hediyelerin üretimini de yapan Yücel, "İmparatorluk geçmişimizde de olduğu gibi mesleğime dair ürünlerin kültürel diplomaside yer alması kadim bir gelenek. Ben de usta sanatçı olarak çeşitli kurumlardan gelebilecek bu tür taleplerle karşılaşıyorum. İhtiyaç dahilinde bizimle iletişim kuruluyor. Önemli devlet başkanlarına verilen bir usturlab çalışmam oldu ve bu konuda benim için özel bir detay var. 10. yüzyılda yaşamış bir kadın astronom var Mariam Al ʻIjliyyah adlı. Kendisi kadınların bilimde pasif oldukları bir dönemde kadın bilim insanı olarak usturlab üretimi yapmış ve hatta Usturlabi diye mahlası varmış." değerlendirmesinde bulundu.

Kendisinin de usturlab üreten tarihteki ikinci kadın olduğunu vurgulayan Yücel, bunun çok keyif veren, onurlandıran bir durum olduğunu kaydetti.

Kaynak: aa