İngiltere’nin AB üyesi bir ülke olarak ortak pazardaki ticaret engellerinden ve talep edilen lisanslardan muaf olduğu hatırlatılan araştırmada, üyeliğin son bulması ile bu ayrıcalıkların sona erebileceği uyarısında bulunuldu.
Araştırmada İngiltere’nin AB’den ayrılmasının ardından birlik bütçesine yılda yaklaşık 8 milyar sterlin katkı yapmaktan kurtulmasına rağmen, ilerleyen dönemde yaşanabilecek dış ticaret kaybının ekonomi üzerinde baskı oluşturacağı vurgulandı.
IFS araştırmasında, İngiltere’nin toplam ihracatının yüzde 44’ünü AB ile yaptığı, diğer ülkeler ile imzalayacağı olası yeni ticaret anlaşmalarının ise AB ile ticaretinin yerini tutamayacağı belirtildi.
IFS Direktörü Paul Johnson araştırmaya ilişkin açıklamasında, ortak pazar üyeliği ile ortak pazara erişimin birbirinden farklı konular olduğunu belirterek, “Birçok insanın birlikten ayrılsak da ortak pazara erişiminin sürdürüleceğini söylediğini görüyoruz. Dünyadaki her ülkenin ortak pazara erişimi var. Nerede olursanız olun AB’ye ihracat yapabilirsiniz. Fakat bunu yaparken farklı engellerle karşılaşırsınız.” ifadelerini kullandı.
Johnson, “İngiltere’nin AB’den ayrılmasının ekonomik sonuçlarını görmemiz gerekiyor. İngiltere Merkez Bankası’nın önümüzdeki birkaç yıla ilişkin büyüme tahminlerini dikkate değer şekilde azalttığını, işsizlik oranı tahminlerini ise artırdığını gördük.” değerlendirmesinde bulundu.