AA muhabirinin Merkez Bankası verilerinden yaptığı hesaplamalara göre, Türk özel sektörünün toplam borcu 2016 Ekim ayı itibarıyla 224 milyar doları aşarken, bunun 207 milyar doları uzun, 17 milyar doları ise kısa dönemli borç olarak kayıtlara geçti.
Türk özel sektörünün uzun vadeli en fazla borcunun bulunduğu ülke 29,27 milyar dolarla Birleşik Krallık oldu. İkinci sırada 20.3 milyar dolarla ABD, üçüncü sırada ise 20,01 milyar dolarla Almanya yer aldı. Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya'yı 16,7 milyar dolarla Hollanda, 12,05 milyar dolarla Lüksemburg, 11,44 milyar dolarla Bahreyn, 9,33 milyar dolarla Avusturya, 7,37 milyar dolarla Fransa, 5,39 milyar dolarla Belçika izledi.
Kısa vadeli borçlarda da ilk sırayı 3,7 milyar dolarla Birleşik Krallık aldı. Ardından 2,25 milyar dolarla Hollanda, 1,83 milyar dolarla Almanya, 1,8 milyar dolarla Belçika, 1,22 milyar dolarla ise Birleşik Arap Emirlikleri geldi.
- Kredi kaynağı Avrupa
Türk özel sektörün Avrupa ülkelerinden aldığı toplam borç yaklaşık 130 milyar dolar olarak hesaplandı. Bunu 34 milyar dolarla Asya ülkeleri, 25,5 milyar dolarla Amerika kıtasındaki ülkeler takip etti.
Borcun alacaklıya göre dağılımına bakıldığında ise söz konusu borcun, 17,9 milyar doları hükümet kuruluşları, uluslararası kuruluşlar, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası gibi kuruluşlardan sağlandı. 34,2 milyar doları tahvil alacaklılarından, geri kalan 155,53 milyar doları da özel alacaklılardan oluştu.
- "Ticari değil, finansal borç"
Kapital FX Araştırma Uzmanı Enver Erkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplam borcun daha çok ABD doları cinsinden yapıldığına dikkati çekti.
İngiliz sterlini cinsinden borçlanmanın toplam borçlar içinde ön sıralarda yer almadığına işaret eden Enver, Türk şirketlerin Birleşik Krallık'a olan borçlarının, bu bölgeyle olan ticaret tutarından daha fazla olduğunun altını çizdi.
Enver, "Demek ki bu borç, ticari değil, finansal. Bu da finansal sistemin Londra merkezli olmasından kaynaklanıyor. Türk bir şirket borçlanma yaptığı zaman bunu Londra finans merkezi üzerinden yapıyor, ABD ile de Araplarla iş yapsa da bu böyle. Zaten borcun sterlin üzerinden değil de dolar cinsinden olması bununla alakalı." değerlendirmesinde bulundu.