Başbakan Erdoğan’ın dünkü -mutat (her gün yaptığı)- söyleminde bir “şifre” seziliyor. “3 devre üst üste seçilmiş milletvekillerinin bir dönem siyaseten nadasa çekilmesi” yolundaki tüzük hükmü için “partim isterse kongrede değişebilir” mesajını ver
Başbakan Erdoğan’ın dünkü -mutat (her gün yaptığı)- söyleminde bir “şifre” seziliyor.
“3 devre üst üste seçilmiş milletvekillerinin bir dönem siyaseten nadasa çekilmesi” yolundaki tüzük hükmü için “partim isterse kongrede değişebilir” mesajını verdi.
Yani...
4’üncü dönem de “seçilebilme” olanağına “yeşil” değilse bile “turuncu” ışık yaktı.
Duruma göre “yeşile” dönüşebilir.
Nasıl?
Başkent kulislerinde zaten konuşulmakta.
“Eğer Başbakan Erdoğan’a cumhurbaşkanı seçilme yolu kapanırsa...”
Misal...
Önümüzdeki yerel seçimlerde AK Parti oyları yüzde 40’ın hatta yüzde 38’in altına düşerse Erdoğan’ın yaz sonunda yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinden ilk turda yüzde 50 üzerinde oy çıkarmak olasılığı düşer.
Hatta ikinci tur ile “umutsuz vak’a” haline gelebilir.
Ki bu kuşku tırmanışta.
O zaman Erdoğan siyasete veda edip kenara mı çekilecek?
.........................
Böyle bir durumda AK Parti örgütü “sana ihtiyacımız var” çağrılarıyla büyük bir “geri dön” korosu oluşturur.
AK Parti’ye yakın medya da bu koronun sesine hoparlör olur.
Sonuçta Erdoğan “madem ki öyle, kurduğum partiyi yalnız bırakamam” diyerek tüzüğün değişmesi için AK Parti Kongresi’ni toplar.
Alai vala ile 4’üncü kez seçilmek üzere seçimlere girer.
Cumhurbaşkanlığı mı?
Bir dönem daha Abdullah Gül devam eder.
Sonra...
Çankaya’ya çıkar.
Belki de istediği Anayasa değişiklikleri yapacağını ve başkanlık sistemini geçerek cumhur-başkanı olacağını düşünebilir.
İkinci defa cumhur-başkanı seçilmek mümkün olmazsa...
Bir sonraki dönem milletvekilliğine dönerek cumhurbaşkanlığı...
........................
Şimdilik kısa döneme bakalım.
Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılmakta olan görkemli Başbakanlık kompleksi bile bu olasılığın göz önünde tutulduğunu düşündürüyor.
“B” planı...
Giderayak kendi yerine başbakanlık yapacak şahsa mı bu “anıt ofis?”
Hele...
Çankaya’da da ipleri elinde tutmayı hedefliyorsa, gücün simgesi böyle bir “anıt ofis” kompleksini başkası için yaptıracağını düşünmek zor.
.......................
Siyasette 24 saat bile uzun süredir.
Geçen yılın ilkbaharında Erdoğan ve AK Parti itibarının ve iktidarının doruğundayken kimin aklına “Gezi” gelebilirdi.
Türkiye insanı “Gezi” ile “korku” duvarını aşmıştır.
“Korku imparatorluğu” denirken “Gezi” sanki karşı kesimlere “doping” olmuştu.
Ardından patlayan “17 Aralık...”
Ve sonrası uçuşan kasetler...
İstifa etmek zorunda kalan 4 bakan...
Onlardan ikisinin çocuklarının tutuklanması.
Gülen hareketiyle patlayan bir bakıma “kendi kapalı devrelerindeki iç savaş görüntüleri...”
İnkar edilse de ve dramatik olmasa bile düşüşe geçen AK Parti oyları.
Ekonomide işlerin tatsızlaşması...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bile durum için “bana mahcubiyet düşüyor” söylemi ışığında “bu mahcubiyeti paylaşanlar” düşüncesi.
.......................
Bütün bunlardan sonra gene de bulunduğumuz coğrafyada bir bakıma teselli de bulmalıyız.
İflasta Yunanistan, sürünmekte olan Bulgaristan, iç savaşın eşiğindeki Ukrayna, iç savaşla kırılan Suriye, oluk oluk kan akan Irak.