TBMM (AA) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş, bu yıl ocakta asgari ücrete yüzde 49,1 oranında yapılan artış nedeniyle istisna tutarının 640 milyar liraya yükseldiğini, damga vergisiyle hesaplandığında ise 677 milyar liraya ulaşmasının öngörüldüğünü belirterek, "Bu haliyle asgari ücret istisnasının, vergi harcamasının içerisindeki payı yüzde 31'e yaklaşmıştır." dedi.

Muş, Genel Kurulda, Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde görüşmeler sırasında milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Uzlaşmada silinen cezalara ilişkin bir soruyu yanıtlayan Muş, Gelir İdaresi Başkanlığının faaliyet raporlarına göre yıllar itibarıyla farklılık göstermekle birlikte vergi asıllarının ortalama yüzde 80'inin, cezalarının ise yüzde 15'inin uzlaşma yoluyla kesinleştiğini kaydetti.

CHP Genel Başkanı Özel, Çayırhan Termik Santrali'ndeki madencileri ziyaret etti: CHP Genel Başkanı Özel, Çayırhan Termik Santrali'ndeki madencileri ziyaret etti:

2024 yılı vergi gelirlerinin yüzde 30'una tekabül eden 2 trilyon 210 milyar vergi harcaması hesaplandığını belirten Muş, şunları kaydetti:

"Vergi harcamalarından yatırımların teşvik edilmesi için 451,3 milyar lira, iş gücü piyasasının geliştirilmesi ve istihdamın teşviki için 640,3 milyar lira, eğitim, sağlık ve sosyal amaçlar için 120 milyar lira, AR-GE, yenilik ve tasarım faaliyetlerinin teşvik edilmesi için 79 milyar lira, tarımsal faaliyetlerin teşvik edilmesi için 136 milyar lira, yurt içi tasarrufların artırılması için 656 milyar lira, altyapı, enerji, ulaştırma ve diğer kalemler için 126 milyar olmak üzere toplamda ifade ettiğim rakam hesaplanmıştır. Bu tutarın içerisinde en yüksek kalemlerden biri tüm çalışanlarımızın yararlandığı asgari ücret istisnasıdır. 595 milyar lira olarak hesaplanan istisna tutarı tek başına ortalama vergi harcamasının yüzde 27'sini, gelir vergisi harcamasının ise yüzde 60'ını oluşturmaktadır. Diğer taraftan 2024 yılı Ocak ayında asgari ücrete yüzde 49,1 oranında yapılan artış nedeniyle bu istisna tutarının 640 milyar liraya yükseldiği, damga vergisiyle hesaplandığında ise 677 milyar liralık bir rakama çıkılması öngörülmektedir. Bu haliyle asgari ücret istisnasının vergi harcamasının içerisindeki payı, yüzde 31'e yaklaşmıştır."

Mehmet Muş, mevduat faizleri, katılma hesapları kar payları, devlet iç borçlanma senetleri, fon katılma belgeleri ile diğer menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin nihai olarak tevkifat yoluyla vergilendirildiğini ifade ederek, "Sermaye piyasalarının gelişimi ve sermaye birikiminin teşvik edilmesiyle döviz yatırım araçları yerine TL yatırım araçlarının cazip hale getirilmesi amacıyla geçici sürelerle indirimli tevkifat uygulanmıştır. Son dönemde yapılan düzenlemelerle tevkifat oranlarında artışa gidilmiştir, döviz mevduat ve katılım hesaplarında tevkifat oranı yüzde 25 olarak belirlenmiştir, TL mevduat hesaplarına uygulanan tevkifat oranları artırılmıştır, özel sektör banka tahvil ve bonoları ve kira sertifikalarından elde edilen gelirlerde tevkifat oranları artırılmıştır, yatırım fonlarından elde edilen gelirlere uygulanan yüzde 0 tevkifat oranı yüzde 7,5’e yükseltilmiştir." diye konuştu.

- "Bir önergeyle buradaki yüzde 1 tamamen kaldırılabilir veya yukarı yönlü revize edebilir"

Komisyon Başkanı Muş, teklifle, ticari kazanç mükellefleri ile serbest meslek kazanç mükellefleri hakkında bir ayda en az 3 defa, yılda toplam 12 defadan az olmamak üzere yapılacak yoklamalarla günlük hasılat tespitin sağlanmasının öngörüldüğünü kaydederek, "Burada haklı olarak mevcut personel yapısıyla bu kadar fazla işletmenin bu kadar sıklıkla nasıl denetlenebileceği eleştiri konusu yapılmakla birlikte burada Gelir İdaresinin ve ilgili birimlerin yapacağı risk analizinde sınırlı insan kaynağıyla en riskli veya gelir tespitinde kayba uğradığını düşündüğü alanların üzerine yoğunlaşılacaktır. Tabii ki tamamının denetlenmesi gibi bir durum, mevcut insan kaynağıyla çok kolay gözükmemektedir." değerlendirmelerinde bulundu.

Şirketlerin satışları nedeniyle hesapladıkları KDV'lerinin, alışları nedeniyle ödedikleri KDV tutarlarıyla kıyaslandığını, aradaki farkın "devreden KDV" olarak hesaplandığını ve Hazineye ödendiğini anlatan Muş, "Aradaki fark eğer fazla ödenmişse, bu 'devreden KDV' olarak kayıtlara geçmektedir. Ancak kanun gereği, indirimli orandan kaynaklı olarak devreden KDV varsa veya istisnalar nedeniyle devreden KDV olmuşsa sırasıyla takip eden iki ve üç yıl içinde talep edilmesi kaydıyla kendilerine nakden veya mahsuben iade edilmektedir. İki üç yıllık süreler hak düşürücü sürelerdir." diye konuştu.

Muş, Vergi Usul Kanunu'nda idari yaptırım niteliğinde düzenlenen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kanuni tutarında genel olarak 1998 yılında değişiklik yapıldığını hatırlatarak, "Bu yıldan sonra topluca bir değişikliğe gidilmemiştir. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları her yıl yeniden değerleme oranında artmakla birlikte gelinen noktada bu cezalar öngörülen fiillerin caydırıcılığını sağlayamaz noktaya gelmiştir." dedi.

Teklifin toplu sözleşmeye ilişkin hükmüne yönelik talepler olduğunu anlatan Muş, "Bir önergeyle değiştirmek suretiyle buradaki yüzde 1 tamamen kaldırılabilir veya yukarı yönlü revize edilebilir. Bu Genel Kurulun ve sayın milletvekillerinin takdirinde." şeklinde konuştu.

Genel Kurulda teklifin tümü üzerinde görüşmelerin tamamlanmasının ardından teklifin birinci bölümü üzerinde görüşmelere geçildi.

Birinci bölüm üzerinde söz alan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, teklifte imzası bulunan AK Parti'li milletvekillerine yönelik bazı iddialarda bulundu.

Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve düzenlemeyi manipüle etmeye yönelik olduğunu belirtti.

Bu sırada AK Parti, CHP ve DEM Parti milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.

TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, teklifin birinci bölümü üzerinde görüşmeler sırasında birleşime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine Bozdağ, birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Kaynak: aa