İSTANBUL (AA) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "İşbirliklerimizi taçlandıracak en önemli adım, tarihsel ve kültürel bağlarla birbirine sıkı sıkıya bağlı olan Türkiye ve Özbekistan'ın bilgi ve birikimlerini bir araya getirerek, her iki ülkenin de geleceğine büyük katkı sağlayacağını düşündüğümüz Türkiye-Özbekistan Üniversitesinin kurulması olacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Enerji, ulaştırma ve haberleşme ile özellikle birlikte kalkınmanın lokomotifidir. Sanayileşme ve gelişmenin de temel şartı yine enerjidir." Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Enerji, ulaştırma ve haberleşme ile özellikle birlikte kalkınmanın lokomotifidir. Sanayileşme ve gelişmenin de temel şartı yine enerjidir."

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezi'ndeki "III. Türkiye-Özbekistan Eğitim Forumu Resmi Açılışı"nda konuşan Özvar, son günlerde yakın coğrafya ve dünyanın pek çok bölgesinde savaş, düzensiz göç ve iklim krizi başta olmak üzere çok ciddi sınamalarla karşı karşıya kalındığını söyledi.

Büyük sınamalara bölgesel ve küresel işbirliklerini geliştirerek cevap vermenin mümkün olduğunu belirten Özvar, "Bu anlayışla, Türk dünyasının iki önemli devleti olan ve aralarında derin tarihsel ve kültürel bağlar bulunan Türkiye ve Özbekistan'ın, değişen ve dönüşen dünyada ortaya çıkan bütün kriz ve sınamalara her alanda işbirliklerini geliştirerek cevap verebileceklerine inanıyorum." diye konuştu.

Bu anlayışla, kültürel ve tarihsel bağlardan aldığı güçle siyasi, ekonomik ve stratejik alanlardaki mevcut güçlü ortaklıkların daha da geliştirilmesi ve derinleştirilmesi gerektiğini dile getiren Özvar, şöyle devam etti:

"İlişkileri geliştirmede yükseköğretim alanındaki işbirlikleri önemli bir rol oynayacak. Türkiye ve Özbekistan arasında yükseköğretim alanındaki ortaklık, iki ülkenin ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağını yetiştirmek, bilim ve teknoloji alanında bölgesel ve küresel çapta söz sahibi olabilmek, kültürel ve akademik paylaşımı artırmak gibi kıymetli amaçlara hizmet edecektir. Bu düşüncelerle, yükseköğretim alanında işbirliğimizi güçlendirmek adına şimdiye kadar ciddi adımlar attık ve bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. Ortak hedef ve vizyonlarımızı gerçekleştirme hususunda iki ülke üniversitelerine de çok önemli görevler düştüğüne inanıyorum."

Prof. Dr. Özvar, bugüne kadar Özbekistan ile yükseköğretim alanında gerçekleştirdikleri çalışmalara ışık tutması ve bir bakış açısı sunması bakımından Türkiye'deki üniversitelerin yasal ve mevcut durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

- "Türkiye bugün 350 bine yaklaşan uluslararası öğrencisiyle dünyanın en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkesinden bir tanesidir"

Türk yükseköğretim sistemi 208 üniversitesi, 7 milyondan fazla öğrencisi ve yaklaşık 185 bin akademik personeliyle Avrupa Yükseköğretim Alanı'nın en büyük kapasitelerinden birine sahip olduğunu aktaran Özvar, şöyle konuştu:

"Üniversitelerimiz Avrupa Yükseköğretim Alanı'ndaki bütün ülkeler tarafından tanınmaktadır. Türkiye, yükseköğretim diplomalarının tanınması bağlamında Lizbon Sözleşmesi'ne taraftır. Türkiye'de faaliyet gösteren bütün üniversiteler diploma ve derece vermeye ehil ve yetkilidir. Türk yükseköğretim sistemi başta AKTS olmak üzere Bologna Süreci'ni büyük bir ciddiyetle yürütmektedir. 2024 yılına ait Bologna Durum Değerlendirme Raporu'nda Türkiye birçok değerlendirme kriterinde tam puan alarak çok başarılı sonuçlar elde etmiştir. Türkiye, uluslararasılaşma anlayışıyla nitelikli uluslararası öğrencilerin üniversitelerimizde öğrenim görmesini desteklemektedir. Üniversitelerimiz, sağlık ve mühendislik başta olmak üzere pek çok alanda uluslararası öğrencilere nitelikli yükseköğretim imkanı sunmaktadır. Türkiye bugün 350 bine yaklaşan uluslararası öğrencisiyle dünyanın en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkesinden bir tanesidir."

Özvar, mevcut verilere göre 7 bin 428 Özbekistanlı öğrencinin Türkiye Cumhuriyeti üniversitelerinde öğrenim gördüğünü, en fazla öğrencinin bulunduğu bölümlerin ise 433 öğrenci ile işletme, 383 öğrenci ile de tıp programları olduğunu, 17 Özbek uyruklu akademisyenin de yüksek öğrenim kurumlarında çalıştığını kaydetti.

Türk üniversiteleri ile Özbek üniversiteleri arasında kurulacak ikili diploma programlarını YÖK olarak destekleyeceklerini dile getiren Özvar, "Bu sayılar, Özbek öğrencilerin Türk üniversitelerine ciddi bir ilgi gösterdiğinin, Türk ve Özbek üniversiteleri arasında kayda değer bir iş birliğinin mevcut olduğunun göstergesidir. Ancak iki dost ve kardeş ülke arasında henüz kullanılmayan çok büyük bir potansiyelin olduğuna da düşünüyorum. Özbekistan'dan ülkemize gelen öğrenci sayısının ve üniversitelerimiz arasında yeni ortak eğitim protokollerinin daha da artırılması mümkündür." ifadesini kullandı.

Özvar, Türk Devletler Teşkilatının önemli bir parçası olarak Türk Üniversiteler Birliğinde de üniversiteler arasında işbirlikleri ve iletişimin devam ettiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türk Üniversiteler Birliği üyesi üniversiteler arasında uygulanan Orhun Değişim Programı ile üniversiteler arasında gerçekleştirilen öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliği her geçen gün daha da artmaktadır. Türk üniversiteleri aktif bir şekilde bu programın içinde yer almaktadır. Özbekistan ve ülkemizden yeni üyelerin de Orhun Programı'na katılımıyla bu hareketliliğin ilerleyen dönemlerde daha da artacağı kanaatini sizlerle paylaşmak isterim. Yükseköğretim Kurulu olarak üniversiteler arasında ortak temel, pratik ve yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi konusunda yapılan çalışmaları desteklemekte ve üniversitelerimizi bu konularda Özbekistan'ın yükseköğretim kurumlarıyla iş birliği yapmaları konusunda teşvik etmeye devam edeceğiz. İş birliklerimizi taçlandıracak en önemli adım, tarihsel ve kültürel bağlarla birbirine sıkı sıkıya bağlı olan Türkiye ve Özbekistan'ın bilgi ve birikimlerini bir araya getirerek her iki ülkenin de geleceğine büyük katkı sağlayacağını düşündüğümüz Türkiye-Özbekistan Üniversitesinin kurulması olacaktır."

Benzer bir girişimi dost ve kardeş Azerbaycan'la hayata geçirdiklerini ve Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi'nin açılmasının mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Özvar, bir nevi "çatı üniversite" konumunda olan bu üniversitede Türkiye'nin önde gelen üniversiteleri tarafından ön lisans, lisans ve lisansüstü programların açıldığını bildirdi.

Özvar, ilk etapta ODTÜ tarafından Bilgisayar Mühendisliği, İTÜ tarafından Endüstri Mühendisliği ve Hacettepe Üniversitesi tarafından Gıda Mühendisliği programları açıldığını aktararak, başka programların da açılmasına devam edileceğini söyledi.

Programda İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal, Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İdaresi Sosyal Kalkınma Dairesi Başkanı ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Odil Abdurakhmanov da bir selamlama konuşması yaptı.

Hediye takdimlerinin ardından ise Abdurakhmanov'a İTÜ Senatosunca alınan karar doğrultusunda fahri doktor ünvanı verildi.

Etkinlik, "Sürdürülebilir Kalkınma: Yükseköğretim Kurumlarının Yeni Gündemi", "Yükseköğretimin Dönüşümü: Dijitalleşme ve Yapay Zeka", "Türkiye-Özbekistan Yükseköğretim Kurumları İşbirlikleri", "Yüksek Teknoloji Odaklı Kalkınma: Mühendislik Eğitiminin Rolü" başlıklı paralel oturumlarla devam etti.

Kaynak: aa