TBMM (AA) - DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, "Türkiye Devleti 'yeniden terörsüz Türkiye' hedefinde kararlıdır. İçeriğinde 'ama, fakat, şayet' gibi kelimelerin geçeceği bir açıklamanın kabul görmeyeceği aşikardır. Beklentimiz silahların tamamen bırakılması ve terör örgütünün tüm bileşenleriyle birlikte tasfiye edildiğinin açıklanmasıdır." dedi.
Aksakal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Ege Denizinde meydana gelen depremlere işaret ederek, "Bir öncü depremler süreci yaşadığımızı düşünüyorum. Olası bir büyük kırılmanın, Türkiye'nin de özellikle Ege ve Akdeniz şeridinde yer alan yakın fay hatlarını tetikleyecek karakterde olması elbette bizlerin de endişelerimizi artırmaktadır." diye konuştu.
6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve 11 ili etkileyen depremleri hatırlatan Aksakal, "Buradan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız sayın Murat Kurum'a çağrı yapıyorum: Büyüklüğü yüksek bir deprem yaşanması durumunda etkilenecek, birinci dereceden riskli binalarda oturan yurttaşlarımızdan başlamak üzere, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde tehdit altındaki yerleşim yerlerine alternatif imar alanlarını tespit ederek, buralara yeni konutların yapımına başlanmalıdır. Depremde ya da bir doğal afette ortaya çıkan her türlü zarar ve yıkılan konutları nasıl olsa devlet yapıyor; o zaman yıkılmadan yapalım, canları kurtaralım." ifadelerini kullandı.
Muğla'da yaşayan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in vahşice öldürülmesine dair açılan davada katiline "tasarlayarak ve canavarca hisle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren ilk derece mahkemesinin kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesince bozulduğunu belirten Aksakal, "Toplumun adalete olan güven duygularında deprem etkisi yaratan bu kararı Allah’ın adaletine havale ediyorum. Katlettiği insanı bir bidon içinde yaktıktan sonra üzerine beton dökebilecek kadar insanlıktan çıkmış biri için 'canavar' demek, bana göre gerçek canavarlara haksızlık olur." değerlendirmesinde bulundu.
Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında kamuoyuna yansıyan görüntülerin ardından başlatılan idari ve disiplin soruşturmaları kapsamında, sıralı 3 disiplin amirine ve 5 teğmene "Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezası" verilmesi kararına değinen Aksakal, "Disiplin kurulları birer mahkeme değildir ve burada kararlar oy çokluğuyla değil, oy birliğiyle alınmalıdır." dedi.
Afrika ve Orta Doğu'da 22 ülkenin sınırlarını değiştirmeyi içeren "Büyük İsrail Projesi" için küresel emperyalist sistemin her türlü insanlık dışı uygulamayı hayata geçirdiğini kaydeden Aksakal, "Türkiye olarak büyük bir tehdit altında olduğumuz gerçeğini görmezden gelemeyiz. Daha dün İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ile yakın bir şekilde çalışarak Orta Doğu haritasını yeniden çizeceklerine inandığını canlı canlı itiraf etti." diye konuştu.
Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bu büyük tehdit için en zayıf noktasının siyaset kurumu olduğunu dile getiren Aksakal, "Anayasamızın üçüncü maddesinde vücut bulan ve Türkiye Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu ortaya koyan sarsılmaz iradenin zafiyete düşürülmesi konusunda, başta bölücü terör örgütü PKK'nın siyasi ayağı HDP olmak üzere, bunlarla şahsi menfaatlerini ve siyasi ikballerini birleştirebilen bir ana muhalefet yapısıyla da mücadele etmek durumundayız." yorumunu yaptı.
İsrail'in sözde bir ateşkes anlaşmasıyla katliamlarına bir nefes arası verdiğini, güç toplamaya çalıştığını anlatan Aksakal, şöyle konuştu:
"ABD Başkanı'nın ilk resmi kabulü İsrail Başbakanı ile başlatması, ardından da Gazze'de imzalanan ateşkes konusunda 'Onun süreceğine ilişkin bir güvencem yok, bu anlaşmanın devam edeceğine ilişkin bir garantimiz yok' şeklindeki yaklaşımı kaygılarımızı daha da artırmakta, ülkemizde iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyasi yapının yek vücut olarak görünmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır."
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın teröristbaşı Abdullah Öcalan tarafından tarihi bir çağrı yapılacağına ilişkin açıklamasına da işaret eden Aksakal, şunları kaydetti:
"Türkiye Devleti 'yeniden terörsüz Türkiye' hedefinde kararlıdır. İçeriğinde 'ama, fakat, şayet' gibi kelimelerin geçeceği bir açıklamanın kabul görmeyeceği aşikardır. Beklentimiz silahların tamamen bırakılması ve terör örgütünün tüm bileşenleriyle birlikte tasfiye edildiğinin açıklanmasıdır."